ÇEDES programına tepki: Din adamlarına açılan alan
Eğitim-Sen, Veli Der, Alevi Bektaşi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Kültür Dernekleri, Demokratik Alevi Dernekleri ve Alevi Dernekleri Federasyonu, Sultanahmet’te İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde ‘Zorunlu’ ‘Derslere hayır, çevreme duyarlıyım, değerlerimi koruyorum (ÇEDES) projesi iptal edilmeli’ başlıklı ortak açıklama yaptılar.
İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Sultanahmet semtinde bir araya gelen Alevi kurumları Eğitim-Sen ve Veli Der, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Zorunlu din eğitimine tepki gösteren açıklamada, ‘Laik bilimsel eğitim istiyoruz, zorunlu din eğitimine hayır, parasız eğitim ve bedava beslenme istiyoruz’ sloganları atıldı.
Eğitim-Sen 7 Nolu Şube Sekreteri Yakup Kaya, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye’de siyasi iktidarın eğitimi ve sosyal hayatı dini kurallara göre şekillendirmeye yönelik uygulamaları eğitimin her kademesinde etkisini artırarak devam ediyor. ve sosyal yaşamın her alanında. Siyasi iktidarın seçimlerin hemen ardından toplum mühendisliğine hız verdiğine tanık oluyoruz. Son olarak ilkokul, ortaokul ve ortaokul öğrencilerinin seçmeli din derslerini seçmelerinin zorunlu kılınması bu durumun açık bir örneğiydi.”
‘Suç Sınıfı…’
“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerimi Koruyorum” (ÇEDES) programına tepki gösteren Yakup Kaya, şöyle devam etti: “Milli Eğitim Bakanlığı, ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerimi Koruyorum’ adlı protokol imzaladı. (ÇEDES) Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, il/ilçe spor müdürlükleri/ Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı gençlik merkezleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri’nde bir süredir ülke genelinde toplantılar yapılıyor ve çeşitli kararlar alınıyor. Sağlık, İzmir’de 842 okulda eğitim alanında ‘manevi danışmanlar’ ve çeşitli din görevlileri için dini telkin ve dini faaliyet alanı oluşturulmuş, din adamlarına açılan bu alanla yeni bir din kadrosunun önü açılmış, finansmanı merkezi yönetim bütçesinden karşılanacak. “Protokolde bir süre yer almıyor, kısa sürede ÇEDES uygulamalarının tüm illere yaygınlaştırılması planlanıyor.”
HANGİ DİNİ DERSLER ZORUNLUDUR?
Ağustos 2023’te yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Bildiriler Dergisi’nde, “Öğrenciler ‘insan toplumu ve bilim’, ‘din, ahlak ve değerler’ ile ‘kültür, sanat ve spor’ konularında seçmeli dersler alacaklardı. ilkokul, ortaokul ve ortaöğretimin 9. ve 10. sınıf düzeylerinde.” Her kümeden en az bir ders seçmeleri gerekmektedir ve 11. ve 12. sınıf düzeylerinde ‘insan, toplum ve bilim’, ‘din’ seçmeli ders kümelerinden en az ikisinden en az bir ders seçmeleri gerekmektedir. , ahlak ve değerler’ ile ‘kültür, sanat ve spor’. ” diye konuştu ve ilk, orta ve ortaöğretimde 9 ve 10’uncu sınıf öğrencilerinin din derslerini seçmeli ders olarak alması zorunlu hale geldi. İlgili düzenlemeye tepki gösteren Kaya, “Bu yönetmeliği imzalayanlar, bu uygulamayı uygulayanlar bu taahhütleri yerine getiriyorlar” dedi. anayasal suç. Çocuk haklarını yok sayan “Pedagojiyi hiçe sayan, mantığın sınırlarını seçmeli ders gerektirecek kadar zorlayanların tek tip bir toplum kurma arzusu karşısında yılmadan, yılmadan mücadele edecek, bilimsellik mücadelemizi sürdüreceğiz. kararlılıkla laik eğitim.”
‘SESİMİZİ DUYMAK İÇİN HERHANGİ BİR DİRENÇ OLMADI’
Alevi kurumları adına açıklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkan Vekili İbrahim Karakaya, “Alevi örgütleri olarak anayasal haklarımızı, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı ve taleplerimizi her eğitim-öğretim yılı başında 100 yıldır dile getiriyoruz. 35 yıldır bunu yapmaya devam edeceğiz.” yaparız. Ne yazık ki siyasi iktidarlar ve yöneticiler sesimizi duymamakta direniyor. “Yine de inatla taleplerimizi ve haklarımızı dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.
‘Bugün Aleviler şu soruyu soruyor: Eşitlik nerede?’ Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu itirazlar ve sorular yerindedir ve süregelen huzursuzluğun sebebidir. Bunu yaratan devlettir ve kendine olan güveni sarsmaktadır. Bugün Alevilik sadece inkar edilmiyor, başka bir şey olmaya zorlanıyor. Alevi inanç ve inanç merkezleri olan cemevleri ibadethane olarak tanınmıyor ve Alevilerin tüm itirazlarına rağmen kararnameyle kurulan ‘Alevi Bektaşi Kültürü ve Cemevi Başkanlığı’na bağlanmaları isteniyor. “Devletin tüm bürokrasisi başta cemevlerimiz olmak üzere köylerimizi ziyaret ediyor ve onların bu birime bağlanması zor.”
Karakaya sözlerini şu davetle noktaladı: “Eğitim sistemi her şeyden önce bilimsel ve laik olmalıdır. Eğitimde laiklik Alevilerin vazgeçemeyeceği ilkesel bir duruştur. Çünkü ancak laik bir eğitim ve yaşam tarzıyla inançlar, fikirler ve kültürler kendilerini özgürce ifade edebilirler. Laiklik unsuruyla inançlar kendi kural ve geleneklerini sürdürme olanağına sahip olabilirler. Eğitim bir kamu hakkıdır. Herkese eşit, erişilebilir, fırsat eşitliğine dayalı, aklın ve bilimin kontrolünde, çağdaş, ücretsiz, bilimsel, laik ve anadilde olmalıdır. Müfredat ayrımcı, cinsiyetçi, ırkçı veya gerici olmamalıdır. Bu gerçekle halkımızı asimilasyon politikalarına, eğitimde zorunlu din dersinin baskısına, eğitimdeki gerici ve çağ dışı uygulamalara karşı duyarlı olmaya ve Laik-Bilimsel-Demokratik-Eğitim için çabalamaya çağırıyoruz.”